LİMİTED ŞİRKETLER İLE ANONİM ŞİRKETLERİN HUKUKİ OLARAK KARŞILAŞTIRILMASI

sLIMITED ŞIRKETLER ILE ANONIM ŞIRKETLERIN HUKUKI OLARAK KARŞILAŞTIRILMASI
Bir önceki yazımızda bahsettiğimiz üzere girişimcilerin Türk hukuku kapsamında en çok kurmayı tercih ettikleri şirket türleri anonim ve limitet şirketlerdir.  Bu kısa bilgi notunda anonim ve limitet şirketlerin bazı özelliklerine değinerek şirket karşılaştırması yapacağız:

 

Limited Şirket

Anonim Şirket

Tek bir ortak/hissedar ile kurulabilir ancak ortak sayısı elliyi geçemez. Tek bir ortak ile kurulabilir. Ortak sayısı için bir üst sınır mevcut değildir. Ancak ortak sayısı beş yüzü geçen anonim şirketler halka açık olarak kabul edilir ve sermaye piyasası mevzuatına tabidirler.
Asgari 10.000 Türk Lirası sermaye ile kurulabilir. Asgari 50.000 Türk Lirası sermaye ile kurulabilir. Sermayenin ¼’ü şirketin tescilinden önce şirket adına bankada blokeli bir hesaba yatırılmalıdır.
Şirket ana sözleşmesi ortakların 2/3’ünün olumlu oyu ile değiştirilebilir.  Şirket ana sözleşmesi ortakların çoğunluğunun olumlu oyları ile değiştirilebilir. Bu genel kural olmakla birlikte toplantı ve karar nisapları bazı durumlarda farklılar göstermektedir.
Limited şirketler kayıtlı sermaye sisteminden yararlanamaz. Sermaye artışı/azaltımı için ortaklar kurulu kararı gerekmektedir.  Halka açık olsun veya olmasın anonim şirketler kayıtlı sermaye sisteminden faydalanabilirler. Sermaye artımı, kayıtlı sermaye sınırları içinde olduğu müddetçe, şirket yönetim kurulu bu yönde alacağı bir karar ile yapılabilir.
Limited şirketler ortaklar kurulu ve müdür veya müdürler kurulu tarafından yönetilmektedir. Aksi ana sözleşmede kararlaştırılmadığı sürece, şirket ortaklarından en az birinin şirket müdürü olarak görev yapması gerekmektedir. Anonim şirketler genel kurul ve yönetim kurulu tarafından yönetilir. Yönetim kurulu üyelerinin ortak olma zorunlulukları yoktur.
Şirket payları ancak noter önünde imzalanacak bir pay devri sözleşmesi ile devredilebilir ve bu devir ilgili ticaret siciline tescil edilmelidir. Pay devirlerinin noter önünde yapılma ve tescil edilme zorunluluğu yoktur. Anonim şirketlerde pay devirleri hisse senetlerinin basılı olup olmamasına göre farklı kurallara tabidir.
Limited şirketler halka açılamaz. Anonim şirketler halka açılabilir.
Limited şirketler tahvil çıkaramaz. Anonim şirketler tahvil çıkarabilir.
Şirket ortakları (vergi, SGK borçları gibi) kamu borçlarından sermaye paylarına göre şahsi malvarlıkları ile sorumludurlar. Şirket ortakları kamu borçlarından sorumlu değildirler. Yönetim kurulu üyeleri, imza yetkileri olsun olmasın, şirketin kamu borçlarından şahsi malvarlıkları ile sorumludurlar.
Pay devirlerinden elde edilen kazanç gelir vergisine tabidir. Pay devirlerinden elde edilen belirli şartların sağlanması halinde gelir vergisine tabi olmayabilir.
Ortaklar kurulunda bakanlık temsilcisi bulundurma zorunluluğu yoktur. Sermaye artırımı/azaltımı, birleşme, tür değişimi gibi belirli konuların görüşüleceği genel kurullarda bakanlık temsilcisi bulunması zorunludur.
Avukat bulundurma zorunluluğu yoktur. Sermayesi 250.000 Türk Lirası üzerindeki anonim şirketlerin avukat bulundurması zorunludur.
Limitet şirketler belirli şartlar altında bu yönde alacakları bir ortaklar kurulu kararı ile şirket ortaklarından birinin şirketten çıkarılmasını isteyebilirler. Şirket ortaklarının şirketten çıkarılma hakkı anonim şirketler için şirkete veya ortaklara tanınmamıştır.

Enerji Verimliliği III

Enerji Verimliliği III

Türkiye’de Enerji Verimliliği ve Performans Projeleri Uygulamaları

Genel Bilgi

Türkiye’de 2007 yılında yürürlüğe giren 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu (“Kanun”) ile “enerjinin etkin kullanılması, israfının önlenmesi, enerji maliyetlerinin ekonomi üzerindeki yükünün hafifletilmesi ve çevrenin korunması için enerji kaynaklarının ve enerjinin kullanımında verimliliğin artırılması” amaçlanmış ve Kanunu müteakip ikincil mevzuat oluşturulmaya başlanmıştır.

Enerji Verimliliği Strateji Planı, 2017 – 2023 Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı gibi stratejik belgelerde de enerji verimliliğinin arttırılması ve israfın önlenmesi amaçlı planlar oluşturulmuştur.

2017-2023 yılları arasında uygulanacak Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı kapsamında bina ve hizmetler, enerji, ulaştırma, sanayi ve teknoloji, tarım ve yatay konular olmak üzere toplam 6 kategoride tanımlanan 55 eylem ile, 2023 yılında Türkiye’nin birincil enerji tüketiminin %14 azaltılması hedeflenmektedir[1].

Avrupa Parlamentosunun ve Konseyinin 25 Ekim 2012’de enerji verimliliği üzerine yayımladığı 2012/27/AB sayılı Direktifi kapsamında, üye ülkeler enerji verimliliği konusunda ortak bir yapısal çerçeve ve uygulamaya yönelik yöntemler sunan ulusal enerji verimliliği eylem planları hazırlamakla yükümlü tutulmuştur. Türkiye’de enerji verimliliği ile ilgili mevzuatların düzenlenmesi ve planların oluşturulmasında bahsi geçen Direktif de yön göstermiştir.

Buna göre belirli büyüklüklerdeki bina ve endüstriyel işletmeler için zorunlu olan enerji yönetimi faaliyetlerinin etkinliğinin artırılması hedeflenmiş ve ilgili binalarda periyodik olarak yapılacak etütler ile ne tür iyileştirmeler yapılabileceğinin tespiti ile bu iyileştirmelerin yapılması için finansman altyapı dahil gerekli altyapının oluşturulması hedeflenmiştir.

Enerji Verimliliği Danışmanlık Şirketleri

Binaların enerji verimliliğinin tespiti Enerji Verimliliği Danışmanlık Şirketleri (EVD) tarafından yapılmakta ve bu şirketler faaliyetlerini Enerji Verimliliği Kanunu, ve Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelik kapsamında çıkarılan Enerji Verimliliği Hizmetlerini Yürütecek Kurum Ve Kuruluşlara Yetki Belgesi Verilmesi Hakkinda Tebliğ’e uygun olarak yürütmektedirler.

EVD olarak hizmet vermek isteyen şirketler belirli eğitimleri tamamlayarak Yenilenebilir Enerji Müdürlüğü (Temmuz 2018 tarihi itibariyle Enerji İşleri Genel Müdürlüğü) veya yetkilendirilmiş diğer kurumlar tarafından sertifikalandırılmaları gerekmektedir.

Enerji İşleri Genel Müdürlüğü aynı zamanda belirli tür kamu binalarında uygulanacak enerji verimliliği etütleri için yol gösterici kılavuzlar da hazırlamıştır[2].

Enerji Kimlik Belgesi

Enerji kimlik belgesi mevzuattaki tanımı ile Kanun ve buna bağlı olarak çıkartılan ikincil mevzuata göre binalarda enerjinin ve enerji kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmasını, enerji israfının önlenmesini ve çevrenin korunmasını sağlamak için asgari olarak binanın enerji ihtiyacı ve enerji tüketim sınıflandırması, sera gazı salımı seviyesi, yalıtım özellikleri ve ısıtma ve/veya soğutma sistemlerinin verimi ile ilgili bilgileri içeren belgedir.

Mevzuata göre yeni binaların enerji kimlik belgesi sınıfı en düşük C[3] sınıfında olacak şekilde tasarlanmalı ve inşaa edilmelidir. C sınıfından daha düşük seviyede çıkan yeni binalara iskan ruhsatı verilmemektedir.

Mevcut binalar için enerji kimlik belgesi asgari sınıflandırma seviyesi koşulu bulunmamakla birlikte bunların halihazırdaki ısı yalıtımı, pencerelerin ısı yalıtımı, ısıtma-soğutma ekipmanları verimi, aydınlatma armatürleri verimliliği gibi parametrelerine bağlı olarak A sınıfından G sınıfına kadar her sınıf Enerji Kimlik Belgesi alabilmektedir.

“Enerji Kimlik Belgesi” uygulaması için Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliğinin Geçici 4. maddesinin birinci fıkrası gereğince 01 Ocak 2011 tarihinden sonra yapı ruhsatı alan binalar yeni bina, bu tarihten önce yapı ruhsatı alan binalar mevcut bina olarak değerlendirilmektedir.

Yani, 1 Ocak 2011 tarihinden sonra yapı ruhsatı almış binaların (yeni binalar), yapı kullanma izin belgesi (iskan) alınması aşamasında Enerji Kimlik Belgesini ilgili idareye (belediye) sunması gerekmektedir. Aksi takdirde, bu binalara yapı kullanma izin belgesi verilmemektedir.

Mevcut binalar ve 1 Ocak 2011 tarihinden önce yapı ruhsatı almış ve inşaatı devam edip henüz yapı kullanım izni almamış binalar için Enerji Verimliliği Kanununun yayımı tarihinden itibaren on yıl içinde Enerji Kimlik Belgesi düzenlenir. Kısaca, mevcut binalar ise 1 Ocak 2020 tarihine kadar Enerji Kimlik Belgesi almak zorundadırlar

Türkiye’de Kullanılan Enerji Performans Sözleşmeleri Türleri

Türkiye’de kullanılan enerji performans sözleşmeleri diğer ülkelerde kullanılan sözleşme tiplerine benzerlik göstermekte olup seçilen finansman modeline göre (i) garantili; (ii) paylaşımlı; (iii) yatırımsız ve (iv) yap işlet devret türleri olarak gruplandırılabilir.

Vergi kanunları ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılması hakkında kanun ile, genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri ile diğer kamu kurum ve kuruluşları, enerji tüketimlerini veya enerji giderlerini düşürmek üzere enerji performans sözleşmeleri yapabilecek ve on beş yılı aşmayan yıllara yaygın yüklenmeye girişebilmektedirler.

Enerji verimliliği projelerinin finansmanı TURSEFF, MIDSEFF ve TuREEFF gibi kurumlar tarafından Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (“EBRD”) tarafından da desteklenen programlar ile gerçekleştirilmektedir.

 

[1] 2017 – 2023 Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı

[2] http://www.yegm.gov.tr/verimlilik/document/Et%C3%BCt%20Uygulama%20%C4%B0zleme%20Raporu%202018.pdf

[3] Sınıflandırmalar A’dan G’ye kadar yapılmıştır. A sınıfı en verimli seviyeyi belirtirken, G sınıfı en düşük verimli seviyeyi belirtmektedir.

 

LIMITED ŞIRKETLER ILE ANONIM ŞIRKETLERIN GENEL KARŞILAŞTIRILMASI

LIMITED ŞIRKETLER ILE ANONIM ŞIRKETLERIN GENEL KARŞILAŞTIRILMASI

Bir önceki yazımızda bahsettiğimiz üzere girişimcilerin Türk hukuku kapsamında en çok kurmayı tercih ettikleri şirket türleri anonim ve limited şirketlerdir.  Bu kısa bilgi notunda anonim ve limitet şirketlerin bazı özelliklerine değinerek şirket karşılaştırması yapacağız:

 

Limited Şirket

Anonim Şirket

Tek bir ortak/hissedar ile kurulabilir ancak ortak sayısı elliyi geçemez. Tek bir ortak ile kurulabilir. Ortak sayısı için bir üst sınır mevcut değildir. Ancak ortak sayısı beş yüzü geçen anonim şirketler halka açık olarak kabul edilir ve sermaye piyasası mevzuatına tabidirler.
Asgari 10.000 Türk Lirası sermaye ile kurulabilir. Asgari 50.000 Türk Lirası sermaye ile kurulabilir. Sermayenin ¼’ü şirketin tescilinden önce şirket adına bankada blokeli bir hesaba yatırılmalıdır.
Şirket ana sözleşmesi ortakların 2/3’ünün olumlu oyu ile değiştirilebilir.  Şirket ana sözleşmesi ortakların çoğunluğunun olumlu oyları ile değiştirilebilir. Bu genel kural olmakla birlikte toplantı ve karar nisapları bazı durumlarda farklılar göstermektedir.
Limited şirketler kayıtlı sermaye sisteminden yararlanamaz. Sermaye artışı/azaltımı için ortaklar kurulu kararı gerekmektedir.  Halka açık olsun veya olmasın anonim şirketler kayıtlı sermaye sisteminden faydalanabilirler. Sermaye artımı, kayıtlı sermaye sınırları içinde olduğu müddetçe, şirket yönetim kurulu bu yönde alacağı bir karar ile yapılabilir.
Limited şirketler ortaklar kurulu ve müdür veya müdürler kurulu tarafından yönetilmektedir. Aksi ana sözleşmede kararlaştırılmadığı sürece, şirket ortaklarından en az birinin şirket müdürü olarak görev yapması gerekmektedir. Anonim şirketler genel kurul ve yönetim kurulu tarafından yönetilir. Yönetim kurulu üyelerinin ortak olma zorunlulukları yoktur.
Şirket payları ancak noter önünde imzalanacak bir pay devri sözleşmesi ile devredilebilir ve bu devir ilgili ticaret siciline tescil edilmelidir. Pay devirlerinin noter önünde yapılma ve tescil edilme zorunluluğu yoktur. Anonim şirketlerde pay devirleri hisse senetlerinin basılı olup olmamasına göre farklı kurallara tabidir.
Limited şirketler halka açılamaz. Anonim şirketler halka açılabilir.
Limited şirketler tahvil çıkaramaz. Anonim şirketler tahvil çıkarabilir.
Şirket ortakları (vergi, SGK borçları gibi) kamu borçlarından sermaye paylarına göre şahsi malvarlıkları ile sorumludurlar. Şirket ortakları kamu borçlarından sorumlu değildirler. Yönetim kurulu üyeleri, imza yetkileri olsun olmasın, şirketin kamu borçlarından şahsi malvarlıkları ile sorumludurlar.
Pay devirlerinden elde edilen kazanç gelir vergisine tabidir. Pay devirlerinden elde edilen belirli şartların sağlanması halinde gelir vergisine tabi olmayabilir.
Ortaklar kurulunda bakanlık temsilcisi bulundurma zorunluluğu yoktur. Sermaye artırımı/azaltımı, birleşme, tür değişimi gibi belirli konuların görüşüleceği genel kurullarda bakanlık temsilcisi bulunması zorunludur.
Avukat bulundurma zorunluluğu yoktur. Sermayesi 250.000 Türk Lirası üzerindeki anonim şirketlerin avukat bulundurması zorunludur.
Limitet şirketler, belirli şartlar altında, bu yönde alacakları bir ortaklar kurulu kararı ile şirket ortaklarından birinin şirketten çıkarılmasını isteyebilirler. Şirket ortaklarının şirketten çıkarılma hakkı anonim şirketler için şirkete veya ortaklara tanınmamıştır.

 

Ayrıntılı bilgi için: hande.aksu@ege-law.com veya info@ege-law.com

Enerji Verimliliği – Enerji Performans Sözleşmeleri II

Enerji Verimliliği – Enerji Performans Sözleşmeleri II

Dünya’da Enerji Performans Projeleri Uygulamaları

Enerji Performans Sözleşmeleri (“EPS”) bir çok ülkede özellikle kamu kurumları tarafından yaygın şekilde kullanılmaktadır.

İlgili ülkelerde EPS’lerin kullanım alanlarına ve sıklığına bağlı olarak farklı finansman yöntemleri geliştirilmiştir.

Örneğin Amerika’da enerji verimliliğinin arttırılması amacıyla yapılacak iyileştirmelerde kullanılacak ekipmanlar leasing modeli ile alınmakta ve elde edilen enerji tasarrufu ile bu leasing bedelleri ödenmektedir. Leasing süresi genelde ilgili ekipmanların kullanım süreleri ile sınırlıdır. Prensip olarak proje hedeflenen tasarrufları sağlamadıkça yüklenici herhangi bir ödeme almamaktadır.

Enerji performans projelerinin finansmanı için üç ana yöntem kullanılmaktadır:

  • Paylaşılan tasarruf: Bu finansman modelini seçen EPS’lerde, yatırım finansmanı, yönetimi ve enerji tasarrufu kontrolü tümüyle yüklenici tarafından yapılmaktadır. Bu tür sözleşmeler başarı performansları düşük olduğu düşünülen projelerde tercih edilmektedir.  Yüklenici’nin finansman sağlaması yanında, yüklenici kapsamı oldukça geniş yönetim hizmetleri de üstlenmektedir. Yüklenici bu yöntemi orta ve büyük ölçekli projelerde tercih etmektedir.
  • Taahhütlü tasarruf: Bu yapıda ise ön görülen yatırım tümüyle işveren tarafından karşılanmaktadır. Yüklenici somut tasarruf miktarı taahhüt etmektedir.  Projeden beklenen yararın yapılan proje masraflarını karşılamaması halinde, yüklenici aradaki farkı işverene ödemeyi taahhüt eder.  Elde edilen gerçek tasarrufun taahhüt edilen tasarruf miktarını aşması halinde ise işveren yükleniciye başarı primi öder.  Bu sözleşmeler genelde proje yatırımının işveren tarafından karşılandığı yani işverenin finansal olarak güçlü olduğu durumlarda tercih edilmektedir.
  • Karışık tasarruf: Bu finansman türü ise bir önceki iki modelin karışımıdır. Yüklenici tasarrufu taahhüt etmekte ve taahhüt edileni aşan tasarruf miktarı yüklenici ile işveren arasında paylaşılmaktadır. Bu türde finansman yüklenici tarafından karşılanmaktadır.  Temin edilecek ekipman sözleşme süresi boyunca yükleniciye ait olacaktır.  Bu ekipmanların mülkiyeti sözleşme süresi sonunda işverene devredilir.  Karışık tasarruflu EPS’lerde sabit bir bedel (yatırım amortismanı), bakım gideri ve sağlanan tasarrufa göre değişkenlik gösteren bir bedel mevcuttur.

Bir çok ülke enerji performans sözleşmelerinin kullanımını teşvik etmekte ve ilgililere finansal, hukuki ve teknik destekler sağlamaktadırlar.  Tüm bu destek ve teşviklerin yanında bankalar da küçük ve orta ölçekli işletmelerin bu tür enerji verimliliği projeleri yapabilmeleri için kredi paketleri oluşturmuşladır.

 

Ayrıntılı bilgi için: info@ege-law.com

LİSANSSIZ ELEKTRİK ÜRETİMİNDE MAHSUPLAŞMA

Mahsuplaşma nedir?

12 Mayıs 2019 tarihli ve 30772 numaralı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimi Yönetmeliği (“Yönetmelik”) ile sektör tarafından uzun süredir beklenen mahsuplaşma konsepti de lisanssız elektrik üretiminde uygulama alanı bulmuş oldu.

Mahsuplaşma Yönetmelikte “belirli bir zaman dilimi içinde gerçekleşen, üretim ve tüketimin birbirinden düşülmesi sonucu kWh cinsinden net üretim veya net tüketim değerinin bulunması işlemi olarak tanımlanmıştır[1].

Mahsuplaşma sonucu, aynı ay içinde olmak üzere, bir üretim tesisi şebekeye verdiği ihtiyaç fazlası elektrik enerjisini aynı ay içinde tükettiği elektrik enerjisinden mahsup ederek -üretiminin veya tüketiminin fazla olmasına bağlı olarak- (i) görevli tedarik şirketine fatura keserek mahsuplaşma sonucu şebekeye verdiği ihtiyaç fazlası elektrik enerjisi için ödeme alacak veya (ii) mahsuplaşma sonucu çıkan fazla elektrik tüketimi için görevli tedarik şirketi tarafından kendisine fatura düzenlenecektir[2].

Yönetmeliğin 26. Maddesinde ayrıntılı olarak düzenlenen aylık mahsuplaşma uygulamasında hesaplamaların her ayın 6. Günü ilgili şebeke işletmecisi tarafından yapılacak işlemlerle belirleneceği düzenlenmiş ve hükümde mahsuplaşma sonucunda şebekeye verilecek enerjinin[3] on yıl süreyle görevli tedarik şirketi tarafından satın alınacağı belirtilmiştir.

Aylık mahsuplaşma mı yıllık mahsuplaşma mı?

Aylık mahsuplaşma uygulamasının sektöre canlılık kazandıracağı düşünülse de, sektörde yıllık mahsuplaşma ile yılın belirli aylarında kullanılan atıl çatıların da pazarın kullanımına açılacağı görüşü hakim. Özellikle tarım ve turizm gibi mevsimlik çalışan işletmelerin yıllık mahsuplaşma uygulaması ile yıl içindeki mevsimsel üretim ve tüketim farklılıklarından etkilenmeyeceklerdir.

 

[1] Yönetmelik Madde 4 Tanımlar ve Kısaltmalar Bölümü.

[2] üretim > tüketim ise, ihtiyaç fazlası elektrik görevli tedarik şirketi tarafından satın alınır

üretim < tüketim” ise, görevli tedarik şirketi tarafından fark kadar elektrik faturası tarafından tahakkuk ettirilir.

[3] Madde 5 (c) veya (ç)’ye tabi tesislerde üretilen ve şebekeye verilen enerji farklı değerlendiriliyor. Madde 5 (c) kapsamında kurulan tesislerde üretilen ve şebekeye verilen ihtiyaç fazlası elektrik görevli tedarik şirketi tarafından on yıl süreyle satın alınırken, Madde (ç) kapsamında kurulan tesislerde üretilen ve şebekeye verilen enerji YEKDEM kapsamında değerlendiriliyor ancak bedelsiz katkı olarak kabul ediliyor.

Enerji Verimliliği – Enerji Performans Sözleşmeleri I

Enerji Performans Sözleşmesi nedir?

Dünyadaki karbon emisyonu azaltma/nötrleme hedefleri Paris Anlaşması[1] ile hız kazanmıştır.  Ülkeler şehirlerine yapacakları yatırımlar ile yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim, enerji tasarrufu ve benzeri sürdürülebilir projeler ile karbon emisyonunu azaltarak veya nötrleyerek Paris Anlaşması’nda yer alan 2050 hedeflerine ulaşmayı amaçlamaktadırlar.

Belirlenen hedeflere ulaşmanın en önemli yollarından biri ise mevcut bina/tesislerin enerji verimliliklerinin arttırılmasıdır. Binaların/tesislerin enerji verimliliğinin arttırılması amacıyla yapılacak iyileştirmeler için sektörde, bir yüklenici ile işveren arasında, finansman kolaylığı açısından işverenlere avantaj sağlayan, Enerji Performans Sözleşmeleri[2] (“EPS”) geliştirilmiştir. Bu sözleşmeler bir çok ülkede yaygın olarak kullanılmaktadır.

Bu sözleşmeler Türkiye’nin enerji tasarrufu ve verimliliği hedefleri nedeniyle Türk enerji piyasasında tartışılmaya başlamıştır.  Türkiye, enerji tasarrufu sağlamak ve verimliliği arttırmak amacıyla daha 2007 yılında mevzuat oluşturmaya[3] başlamış ve Dünya Bankası gibi bir çok uluslararası finansal kuruluş ile bu konuda projeler geliştirmektedir.  2019 – 2023 yıllarını planlayan 11. Kalkınma Planı’nda tasarruf ve verimlilik önemli bir hedef olarak belirtilmiştir ve enerji tasarrufu projeleri de bu kapsam içinde değerlendirilebilecektir.

Bir EPS ile yüklenici, işverene işverenin finansman sağlamasına gerek olmadan binalarının/tesislerinin enerji verimliliğini arttırmayı taahhüt eder.  İşveren EPS altında belirlenen bedeli sağlanan tasarruflar ile ve projenin somut özellikleri göz önüne alınarak belirlenecek vadelerde yükleniciye öder.

İşverenin seçtiği yüklenici, EPS şartlarına bağlı olarak tesiste (bina/konut) enerji denetimi yaparak enerji verimliliğini arttırmak, tesisin enerji performansını iyileştirilmek için gerekli yöntemleri belirler ve tasarruf miktarı ve maliyet analizi yapar.  Finansman yöntemi ve ödeme süresi, uygulanacak tasarruf yöntemlerine göre belirlenir.  Sağlanan tasarrufun tespiti amacıyla yüklenici ilgili tesiste yaptığı iyileştirmeleri işin tesliminden sonra da takip eder.

Bu tür sözleşmeler devletlerin karbon emisyonu hedefleri ve sözleşmenin yüklenici açısından finansal olarak uygulanabilir olabilme durumu göz önüne alındığında (sayıca çok ve büyük kamu binalarının varlığı) kamu binalarının enerji verimliliklerinin arttırılması amacı ile kamu kurumları tarafından oldukça sık kullanılmaktadır.

Projenin büyüklüğü, finansman yöntemi ve ödeme süresi açısından önem teşkil ettiğinden yüklenicinin yapacağı teknik analiz, diğer nedenlerin yanında, projenin finansmanı açısından da önemlidir.

Bir sonraki yazımızda EPS’ler ile ilgili uygulamaları kısaca değerlendireceğiz.

 

 

Ayrıntılı bilgi için: info@ege-law.com

[1] 22 Ekim 2018 tarihli Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi.

[2] İngilizcede Energy Performance Contract veya Energy Performance Saving Contract olarak kullanılmaktadır. Türkçe’ye Enerji Performans Tasarruf Sözleşmeleri olarak da tercüme edilebilir.

[3] 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu.

ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU İŞLEMLERİNE KARŞI HUKUKİ YOLLAR NELERDİR?

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu İşlemlerine Karşı Hukuki Yollar Nelerdir?

Kanuni bir tanımı olmamakla birlikte idari işlemler, idarenin kamu gücünü kullanarak idarenin tek taraflı[1] irade beyanı ile hukuk düzeninde değişiklik meydana getirdiği işlemler olarak kabul edilir. Tüzük, yönetmelik, genelge, kurul kararları gibi idari işlemler düzenleyici işlemlerdir.

Dolayısıyla bir idari kurum olan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun düzenlediği yönetmelikler, tebliğler ve kurul kararları düzenleyici idari işlemlerdir. EPDK’nın bu düzenleyici idari işlemlere dayanarak somut olarak bir piyasa katılımcısına işlem uygulaması ise (örneğin idari ceza, bir şeyin yapılması veya yapılmaması hakkında karar gibi) birel idari işlemlerdir.

Düzenleyici veya birel idari işlemler nedeniyle menfaatleri ihlal edilmiş veya somut hak ihlaline uğramış kişiler idari dava ile bu işlemlerin iptalini ve/veya yürütmesinin durdurulmasını ve zararlarının tazminini isteyebileceklerdir.

İlgililer tarafından bir idari işlemin iptali için idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması yazılı olarak üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenmelidir.

İlgili idareye yapılan başvuruların kısmen veya tamamen reddedilmesi halinde, (i) red kararının tebliğini izleyen günden itibaren; veya (ii) istek hakkında 60 gün içinde cevap verilmeyerek zımnen reddedilmesi durumunda[2] ise bu sürenin bittiği tarihten itibaren (özel kanunlarda ayrı süre gösterilmesi hali saklı kalmak kaydıyla) 60 gün içinde idari dava açılabilir[3].

Yukarıda da belirtildiği üzere düzenleyici işlemlere karşı idare mahkemelerinde açılacak dava düzenleyici işlemin ilanını izleyen günden itibaren altmış gündür. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem (birel işlem) yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Ayrıca düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz. Şöyle ki; EPDK’nın yürüttüğü bir kurul kararının iptali için açılan bir idari dava neticesinde kararın iptal edilmemiş olması, bu karara dayanılarak yapılan birel idari işlemin iptaline engel değildir.

Birel işlemin iptali için açılan dava sonucu sadece idari işlemin uygulandığı kişiyi etkilerken bir düzenleyici işlemin iptali, sadece iptal davası açan için değil, bu işlemden etkilenen herkes için sonuç doğuracaktır.

 

 

 

 

Ayrıntılı bilgi için: info@ege-law.com

 

[1] İdarenin taraf olduğu sözleşmeler gibi iki taraflı idari işlemler de mevcuttur ancak bu tür işlemler bu yazının konusu değildir.

[2] İdarenin bir talebe 60 gün içinde cevap vermemesi halinde bu durum zımni red sayılacak ve 60 günlük sürenin bitmesini müteakip 60 gün içinde idari dava açılması gerekecektir.

[3] İdari Yargılama Usulü Kanunu Madde 7.

YENİ LİSANSSIZ ELEKTRİK ÜRETİMİ YÖNETMELİĞİ KAPSAMINDA OSB’LERİN ELEKTRİK ÜRETİMİ

Yeni Lisanssız Elektrik Üretimi Yönetmeliği Kapsamında OSB’lerin Elektrik Üretimi

2 Şubat 2019 tarihli ve 30674 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği’nin (“OSB Yönetmeliği”) 54. Maddesi’nde “OSB tüzel kişiliği ve katılımcının kendi ihtiyacı için kurulan/kurulacaklar hariç olmak üzere, güneş ve rüzgârdan elektrik enerjisi üreten tesisler kurulamaz” hükmü yer almaktadır.

Yukarıda bahsi geçen hüküm, 12 Mayıs 2019 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimi Yönetmeliği’nin (“Lisanssız Yönetmeliği”) ile OSB Yönetmeliği’nin OSB’lerin Lisanssız Yönetmeliği Madde 5.1.c kapsamında elektrik üretip üretemeyecekleri (mahsuplaşmadan yararlanıp yararlanamayacakları) hususunu açıkça düzenlenmemiş olmaları nedeniyle tartışmalara yol açmıştır.

Lisanssız Yönetmeliği Madde 5.1.c kapsamında elektrik üretecek olan yatırımcı ve/veya tüketicilerin şebekeye verilecek ihtiyaç fazlası elektriğin aylık mahsuplaşma yapıldıktan sonra görevli tedarik şirketi tarafından satın alınacağını düzenlenmiş, Madde 5.1.ç kapsamında üretilerek şebekeye verilecek ihtiyaç fazlası elektriğin ise YEKDEM kapsamında bedelsiz olarak değerlendirileceği, dolayısıyla mahsuplaşmadan yararlanamayacağını düzenlemiştir.

Mülga Lisanssız Elektrik Üretimi Yönetmeliği’nin 19. Maddesi’nin 4. Fıkrası OSB tarafından üretilerek şebekeye verilen ihtiyaç fazlası elektrik enerjisinin görevli tedarik şirketi tarafından satın alınacağını açıkça düzenlemiştir. Lisanssız Yönetmeliği ise OSB’lerde üretilerek şebekeye verilen ihtiyaç fazlası elektrik için herhangi bir düzenleme yapmamış, bu konuda sessiz kalmıştır. Kanun koyucu veya düzenleyici kurumların bir konuda sessiz kalması bu konuda düzenleme yapılmasına gerek olmadığı şeklinde yorumlanabileceği gibi ilgili konunun engellenmek/yasaklanmak istendiği şeklinde de yorumlanabilir.

Dolayısıyla OSB Yönetmeliği Madde 54 hükmü OSB’lerin sadece Lisanssız Yönetmeliği Madde 5.1.ç kapsamında elektrik üretebilecekleri dolayısıyla OSB’lerin mahsuplaşmadan yararlanamayacağı şeklinde yorumlanabilir.

OSB Yönetmeliği Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından, Lisanssız Yönetmeliği ise Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yürütülmektedir. İki yönetmelik arasındaki muğlaklığın, bu iki düzenleyici kurumun birlikte yapacakları çalışma/açıklama ile giderilmesi gerekecektir.

LİSANSSIZ ELEKTRİK ÜRETİMİ YÖNETMELİĞİ KAPSAMINDA KAMU KURUM VE KURULUŞLARINA TANINMIŞ AYRICALIKLAR

Yeni Yönetmelik kapsamında kamu kurum ve kuruluşlarına tanınmış ayrıcalıklar nelerdir?

Yönetmeliğe göre güneş enerjisine dayalı üretim tesisleri ancak çatı ve cephe uygulaması olarak gerçekleştirilebilecektir. Yönetmelik arazi üstü güneş enerjisi santral uygulamalarının lisanssız şekilde yapılabilmesini sonlandırmıştır.

Ancak 1044 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı, kamu kurum ve kuruluşlarını bu kısıttan istisna tutmuştur. Ayrıca, üretim ile tüketimi aynı ölçüm noktasında olma şartı aranmaksızın, birden fazla tüketim tesisinin ihtiyacını karşılamak üzere, tüketim tesis(ler)inin bağlantı anlaşmalarındaki sözleşme gücü toplamı ile sınırlı olmak kaydıyla, üretilen ihtiyaç fazlası elektriğine kendi abone gruplarına ait perakende tek zamanlı aktif enerji bedeli ile görevli tedarik şirketi tarafından on yıl süreyle satın alınacaktır.

Belediyeler, Anayasa’nın 127. maddesi gereğince “mahalli müşterek ihtiyaçların karşılanması” amacıyla kurulan kamu tüzel kişileridir. Mahalli müşterek ihtiyaçların karşılanması amacıyla belediyeler şirket veya işletme kurabilmektedirler (belediye iktisadi teşebbüsü – BİT).

Belediyelerin kamu tüzel kişiliği ile elektrik üretmek istemeleri halinde kamu kurum ve kuruluşları tanımına girecekleri açık olmakla birlikte, BİT’lerin Yönetmelik kapsamında elektrik üretirken veya tüketirken kamu kurum ve kuruluşlarına tanınan ayrıcalıklardan yararlanıp yararlanamayacakları tartışma konusudur.

Bu konu başka bir yazıda ayrıntılı olarak incelenecektir.

SORULARLA YENİ LİSANSSIZ ELEKTRİK ÜRETİMİ YÖNETMELİĞİ

Giriş

SORULARLA YENİ LİSANSSIZ ELEKTRİK ÜRETİMİ YÖNETMELİĞİ

10 Mayıs 2019 tarihli 30770 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 1044 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile

18/11/2013 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı’nın birinci maddesi değiştirilerek (i) YEKDEM’e tabi üretim tesislerinden belirli şartlar altında mesken, ticarethane ve aydınlatma abonelerinin ürettikleri ihtiyaç fazlası elektriğin kendi abone gruplarına ait perakende tek zamanlı aktif enerji bedeli ile tesisin işletmeye girdiği tarihten itibaren on yıl süreyle satın alma garantisi getirildi ve (ii) lisans alma ve şirket kurma muafiyetine sahip yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesislerinin kurulu güç üst sınırı 1

MW’dan 5 MW’a çıkarıldı.

Bu gelişmenin ardından sektör tarafından uzun süredir beklenen yeni “Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimi Yönetmeliği” (“Yönetmelik”) 12 Mayıs 2019 tarihli ve 30772 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi. Yönetmelik selefi yönetmeliği ve bu yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin tebliği birleştirmiş ve bunları ilga etmiştir.

Yönetmeliğin getirdiği en önemli gelişmelerden biri aylık mahsuplaşma konsepti olsa da sektör için başkaca yenilikler de barındırıyor. Kurum yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı lisanssız elektrik üretiminin belirli istisnalar dışında sadece tüketicinin kendi ihtiyacını karşılaması amacıyla yapılması için belirli düzenlemeler – kısıtlar- getirmiştir.

Yönetmeliğin getirdiği bazı yenilik/değişiklikleri sorularla inceledik.

  1. Yönetmelik kapsamında yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı kurulacak üretim tesislerinin kurulu gücüne ilişkin bir sınırlama var mıdır?Evet. Yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesislerinin, (Madde 5.1 (c)) kurulu gücünün, ilgili üretim tesisi ile ilişkilendirilecek tüketim tesisinin bağlantı anlaşmasındaki sözleşme gücünden fazla olamayacağı düzenlenmiştir. Mülga yönetmelikte bu oran otuz katı olarak düzenlenmişti.
  1. Güneş enerjisine dayalı üretim tesislerinin uygulama alanına ilişkin herhangi bir sınırlama var mıdır?Evet. Yönetmeliğe göre güneş enerjisine dayalı üretim tesisleri ancak çatı ve cephe uygulaması olarak gerçekleştirilebilecektir. Arazi üstü güneş enerjisi santral uygulamalarının lisanssız şekilde yapılabilmesi son bulmuştur. Bu kısıt kamu kurum ve kuruluşlarının tüketim ihtiyacı için kurulacak üretim tesisleri için geçerli değildir.
  1. Aylık mahsuplaşma hangi tesisler için ve ne zamandan itibaren uygulanacaktır?Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla yapılacak başvurular neticesinde bağlantı anlaşmasına çağrı mektubu almaya hak kazanan ve üretimi ile tüketimi aynı ölçüm noktasında olan yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesisleri için mahsuplaşma saatlik yerine aylık bazda yapılacaktır.
  1. Mahsuplaşma    sonucunda    şebekeye    verilen    ihtiyaç    fazlası   elektrik    enerjisi    nasıl değerlendirilecektir?Mahsuplaşma sonucunda her fatura döneminde şebekeye verilen ihtiyaç fazlası elektrik enerjisi görevli tedarik şirketi tarafından on yıl süreyle satın alınacaktır.
  1. Yönetmelik kapsamında ihtiyaç fazlası elektriğimi başka bir tüketiciye satabilir miyim?Hayır. İkili anlaşma ile ihtiyaç fazlası elektriğin ticaret konu edilmesi Yönetmelik kapsamında yasaktır. İhtiyaç fazlası elektrik YEKDEM’de değerlendirilmek üzere görevli tedarik şirketi tarafından satın alınacaktır.
  2. Yönetmelik  öncesinde  şebekeye  verilmeye  başlanan  elektrik  ile  Yönetmelik  yürürlüğe girdikten sonra şebekeye verilecek elektrik farklı mı değerlendirilir?

Evet. Yönetmelik öncesi Madde 5.1 c’ye göre ihtiyaç fazlası enerjinin tespitinde, üretim-tüketim verileri saatlik bazda mahsuplaşmaya devam edecektir ve ihtiyaç fazlası günlük enerji miktarına esas yapılacak ödeme için, üretimin yapıldığı günkü TCMB döviz alış kuru kullanılacaktır.

  1. Görevli tedarik şirketinin alım garantileri ne zaman başlar?

Tesisin şebekeye elektrik verebilmesi için, geçici kabulü takiben 1 ay içerisinde sistem kullanım anlaşması imzalanmalıdır ve sistem kullanım anlaşması tarihi sisteme enerjinin verildiği tarihtir ve görevli tedarik şirketinin 10 yıllık alım süreleri bu tarih itibariyle başlar.

  1. Tedarik şirketi şebekeye verilen elektrik için ne zaman ödeme yapmalıdır?

Tedarik şirketleri üretici tarafından kesilen fatura tutarlarını EPİAŞ tarafından kendisine ödeme yapılan ayı izleyen ayın 5 inci iş gününe kadar üreticilere ödemek zorundadır.

  1. Tedarik şirketi geç ödediği bedeller için faiz ödeyecek mi?

Evet. Yönetmelik görevli tedarik şirketinin, ödemede temerrüde düşmesi halinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı iki katı oranında gecikme zammı uygulayacağını düzenlemiştir.

  1. Yönetmelik kapsamında yapacağımız üretim başvurumuz açıklanacak kapasitelere göre mi değerlendirilecek?

Hayır. Yönetmeliğin yürürlüğe girmesi itibarıyla, lisanssız elektrik üretim tesisi başvurularının değerlendirilmesinde TEİAŞ 15 gün içinde sonuçlandırmakla görevli olduğu arıza akım limiti görüşü verecektir.

  1. Başvuru için hangi belgelere ihtiyacım var?

Başvuruda sunulması gereken belgeler Kurul kararına bırakılmıştır ve bu karar 21 Mayıs 2019

tarihinde 30780 numaralı Resmi Gazetede yayınlanmıştır.

  1. Yönetmelik kapsamında yaptığım üretim başvurum ne kadar sürede değerlendirilir?

Evrak değerlendirme ve teknik değerlendirme başlıkları net bir şekilde ayrılmış ve adım adım hangi işlemlerin yapılacağı düzenlenmiştir. Yeni yönetmelik kapsamında başvuru süreci yaklaşık dört ay kadar sürmektedir.

  1. İzole çalışan bir tesisim var. Bu tesiste elektrik üretmek için yine de Yönetmelikte yer alan tüm işlemleri yapmalı mıyım?

Hayır. Yönetmelik selefinin aksine imdat gruplarının ve izole çalışan üretim tesisi sahibi gerçek ve tüzel kişilerin üretim yapabilmek için şebeke işletmecisine sadece bildirim yapmasını yeterli bulmuştur.

  1. Üretim tesisi projesi ne zaman onaya sunulur?

Başvuru sahibi bağlantı anlaşmasına çağrı mektubunun tebliğini takiben 90 gün içerisinde üretim tesisi projesini Bakanlığa onaya sunmak zorundadır.

  1. Üretim tesisini ne zaman işletmeye almalıyım?

–     AG seviyesinden bağlanacak tüm tesisler bağlantı anlaşması imza tarihinden itibaren 1 yıl,

–     OG seviyesinden bağlanacak güneş ve rüzgar gibi tesisler ise 2 yıl içerisinde işletmeye alınmalıdır.

  1. Birden fazla tüketim tesisim var. Bunlar için tek bir üretim tesisi kurabilir miyim?

Evet. Tüketim tesisinin üretim tesisi ile aynı dağıtım bölgesi içinde olması şartıyla üretilen elektrik aynı kişiye ait başka bir tüketim tesisinde tüketilebilir. Aynı tarife grubunda yer almayan birden fazla tüketim tesisi olan ve bu tesislerini üretim tesisi ile ilişkilendiren kişinin üretiminin tüketimini karşılamadığı zaman dilimi için  yapılacak mahsuplaşmada, yapılan üretimin öncelikle  tarifesi

 y ük s ek olan t ük eti m n ok tal arında  tüketildiği kabul edilir.

  1. Tek bir tüketim tesisim var. Bunun için birden fazla farklı kaynaktan üretim tesisi kurabilir

miyim?

Evet. Yönetmelik kapsamında dağıtım sisteminde yeterli kapasite bulunması halinde bir tüketim tesisi için birden fazla yenilenebilir enerji kaynağına dayalı üretim tesisi veya aynı ölçüm noktasında birden fazla kojenerasyon tesisi kurulmasına izin verilebilir.

  1. Sistem kullanım bedellerinin ödenmemesinin yaptırımı var mıdır?

Evet. Lisanssız üretim tesisi sahibi kişilerce  sistem k ull anı m  b ede ll erin in  faturada belirlenen son tarihe kadar ödenmemesi halinde herhangi bir bildirime gerek kalmaksızın ilgili şebeke işletmecisi tarafından üretim tesisi, durumu uygun hale getirilinceye kadar şebekeden  ayrılır ve ayrılma gerekçesi üretim tesisi sahibi kişiye 3 (üç) işgünü içinde yazılı olarak bildirilir.  Ayrıca genel borç takip prosedürleri bu tür borçlar için de kullanılabilecektir.

  1. Mülga yönetmeliğe uygun olarak şebekeye elektrik veren üretim tesisim var. Yönetmeliğe uygun olarak neler yapmalıyım?

Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önce üretim tesis sahasında yer alan her türlü yapı ve ekipmanın çalışmasına bağlı oluşan iç tüketim miktarı için abonelik tesis edilen üretim tesislerinin tüketimine ilişkin imzalanan anlaşma ve sözleşmeler bu maddenin yürürlüğe girme tarihinden itibaren 6 ay içinde sonlandırılmalıdır. İç tüketimine ilişkin imzalanan anlaşma ve sözleşmeleri 6 ay içinde sonlandırılmayan üretim tesisleri herhangi bir bildirime gerek kalmaksızın ilgili şebeke işletmecisi tarafından şebekeden ayrılır.

  1. Çağrı mektubum var  ancak  henüz  sisteme  elektrik  vermedim.  Görevli  tedarik  şirketi elektriğimi hangi bedel üzerinden satın alacak?

1044 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile YEK Kanununa ekli I sayılı Cetvelde değişiklik yapılmıştır ve Yönetmelik kapsamında üretilen ihtiyaç fazlası elektriğin tesisin işletmeye girmesinden itibaren görevli tedarik şirketi tarafından kendi abone gruplarına ait perakende tek zamanlı aktif enerji bedeli ile on yıl süre ile satın alınacağı düzenlenmiştir. Ancak Karar’da “Bu maddenin (değişik madde) yürürlüğe girdiği tarih itibariyle bağlantı anlaşması çağrı mektubu almaya hak kazanan üretim tesisleri….” ibaresi yer almaktadır. Dolayısıyla mülga yönetmelik kapsamında çağrı mektubu almaya hak kazanan üretim tesislerinin 2020’ye kadar işletmeye girmeleri halinde YEK Kanununa ekli I sayılı Cetvelde yer alan eski bedeller uygulanacaktır.

  1. Tüketim tesisim serbest tüketici olarak ikili anlaşma ile enerji tedarik ediyor. Bu durumda ihtiyaç fazlası elektrik nasıl belirlenir?

Lisanssız üretim tesisi ile ilişkilendirilen tüketim tesisinin serbest tüketici olarak ikili anlaşma ile enerji tedarik etmesi halinde, Piyasa Yönetim Sisteminde kayıtlı tüketim noktası için sayaçta okunan değer yerine lisanssız üretim kapsamında yapılan üretim ve tüketimin mahsuplaştırılması neticesinde ortaya çıkan değer girilir.

  1. Üretim tesisim ile ilişkilendirdiğim tüketim tesisimde tüketim olmaması halinde şebekeye verilen tüm elektrik ihtiyaç fazlası olarak mı değerlendirilir?

Geçici kabulü tamamlanarak işletmeye alınan üretim tesislerine ilişkin olarak; üretim tesisi ile ilişkilendirilen tüketim tesisi veya tesislerinde elektrik tüketimi olmaması halinde, ilgili aya ilişkin üretilen enerjinin görevli tedarik şirketi tarafından üretilerek sisteme verilmiş olduğu kabul edilerek bu enerji ile ilgili olarak piyasa işletmecisi ve görevli tedarik şirketi tarafından herhangi bir ödeme yapılmaz ve bu kapsamda sisteme verilen enerji YEKDEM’e bedelsiz katkı olarak dikkate alınır.

Detaylı bilgi için: ozlem.ege@ege-law.com veya info@ege-law.com

© EGE Avukatlık Bürosu