Enerji Verimliliği – Enerji Performans Sözleşmeleri II

Enerji Verimliliği – Enerji Performans Sözleşmeleri II

Dünya’da Enerji Performans Projeleri Uygulamaları

Enerji Performans Sözleşmeleri (“EPS”) bir çok ülkede özellikle kamu kurumları tarafından yaygın şekilde kullanılmaktadır.

İlgili ülkelerde EPS’lerin kullanım alanlarına ve sıklığına bağlı olarak farklı finansman yöntemleri geliştirilmiştir.

Örneğin Amerika’da enerji verimliliğinin arttırılması amacıyla yapılacak iyileştirmelerde kullanılacak ekipmanlar leasing modeli ile alınmakta ve elde edilen enerji tasarrufu ile bu leasing bedelleri ödenmektedir. Leasing süresi genelde ilgili ekipmanların kullanım süreleri ile sınırlıdır. Prensip olarak proje hedeflenen tasarrufları sağlamadıkça yüklenici herhangi bir ödeme almamaktadır.

Enerji performans projelerinin finansmanı için üç ana yöntem kullanılmaktadır:

  • Paylaşılan tasarruf: Bu finansman modelini seçen EPS’lerde, yatırım finansmanı, yönetimi ve enerji tasarrufu kontrolü tümüyle yüklenici tarafından yapılmaktadır. Bu tür sözleşmeler başarı performansları düşük olduğu düşünülen projelerde tercih edilmektedir.  Yüklenici’nin finansman sağlaması yanında, yüklenici kapsamı oldukça geniş yönetim hizmetleri de üstlenmektedir. Yüklenici bu yöntemi orta ve büyük ölçekli projelerde tercih etmektedir.
  • Taahhütlü tasarruf: Bu yapıda ise ön görülen yatırım tümüyle işveren tarafından karşılanmaktadır. Yüklenici somut tasarruf miktarı taahhüt etmektedir.  Projeden beklenen yararın yapılan proje masraflarını karşılamaması halinde, yüklenici aradaki farkı işverene ödemeyi taahhüt eder.  Elde edilen gerçek tasarrufun taahhüt edilen tasarruf miktarını aşması halinde ise işveren yükleniciye başarı primi öder.  Bu sözleşmeler genelde proje yatırımının işveren tarafından karşılandığı yani işverenin finansal olarak güçlü olduğu durumlarda tercih edilmektedir.
  • Karışık tasarruf: Bu finansman türü ise bir önceki iki modelin karışımıdır. Yüklenici tasarrufu taahhüt etmekte ve taahhüt edileni aşan tasarruf miktarı yüklenici ile işveren arasında paylaşılmaktadır. Bu türde finansman yüklenici tarafından karşılanmaktadır.  Temin edilecek ekipman sözleşme süresi boyunca yükleniciye ait olacaktır.  Bu ekipmanların mülkiyeti sözleşme süresi sonunda işverene devredilir.  Karışık tasarruflu EPS’lerde sabit bir bedel (yatırım amortismanı), bakım gideri ve sağlanan tasarrufa göre değişkenlik gösteren bir bedel mevcuttur.

Bir çok ülke enerji performans sözleşmelerinin kullanımını teşvik etmekte ve ilgililere finansal, hukuki ve teknik destekler sağlamaktadırlar.  Tüm bu destek ve teşviklerin yanında bankalar da küçük ve orta ölçekli işletmelerin bu tür enerji verimliliği projeleri yapabilmeleri için kredi paketleri oluşturmuşladır.

 

Ayrıntılı bilgi için: info@ege-law.com

LİSANSSIZ ELEKTRİK ÜRETİMİNDE MAHSUPLAŞMA

Mahsuplaşma nedir?

12 Mayıs 2019 tarihli ve 30772 numaralı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimi Yönetmeliği (“Yönetmelik”) ile sektör tarafından uzun süredir beklenen mahsuplaşma konsepti de lisanssız elektrik üretiminde uygulama alanı bulmuş oldu.

Mahsuplaşma Yönetmelikte “belirli bir zaman dilimi içinde gerçekleşen, üretim ve tüketimin birbirinden düşülmesi sonucu kWh cinsinden net üretim veya net tüketim değerinin bulunması işlemi olarak tanımlanmıştır[1].

Mahsuplaşma sonucu, aynı ay içinde olmak üzere, bir üretim tesisi şebekeye verdiği ihtiyaç fazlası elektrik enerjisini aynı ay içinde tükettiği elektrik enerjisinden mahsup ederek -üretiminin veya tüketiminin fazla olmasına bağlı olarak- (i) görevli tedarik şirketine fatura keserek mahsuplaşma sonucu şebekeye verdiği ihtiyaç fazlası elektrik enerjisi için ödeme alacak veya (ii) mahsuplaşma sonucu çıkan fazla elektrik tüketimi için görevli tedarik şirketi tarafından kendisine fatura düzenlenecektir[2].

Yönetmeliğin 26. Maddesinde ayrıntılı olarak düzenlenen aylık mahsuplaşma uygulamasında hesaplamaların her ayın 6. Günü ilgili şebeke işletmecisi tarafından yapılacak işlemlerle belirleneceği düzenlenmiş ve hükümde mahsuplaşma sonucunda şebekeye verilecek enerjinin[3] on yıl süreyle görevli tedarik şirketi tarafından satın alınacağı belirtilmiştir.

Aylık mahsuplaşma mı yıllık mahsuplaşma mı?

Aylık mahsuplaşma uygulamasının sektöre canlılık kazandıracağı düşünülse de, sektörde yıllık mahsuplaşma ile yılın belirli aylarında kullanılan atıl çatıların da pazarın kullanımına açılacağı görüşü hakim. Özellikle tarım ve turizm gibi mevsimlik çalışan işletmelerin yıllık mahsuplaşma uygulaması ile yıl içindeki mevsimsel üretim ve tüketim farklılıklarından etkilenmeyeceklerdir.

 

[1] Yönetmelik Madde 4 Tanımlar ve Kısaltmalar Bölümü.

[2] üretim > tüketim ise, ihtiyaç fazlası elektrik görevli tedarik şirketi tarafından satın alınır

üretim < tüketim” ise, görevli tedarik şirketi tarafından fark kadar elektrik faturası tarafından tahakkuk ettirilir.

[3] Madde 5 (c) veya (ç)’ye tabi tesislerde üretilen ve şebekeye verilen enerji farklı değerlendiriliyor. Madde 5 (c) kapsamında kurulan tesislerde üretilen ve şebekeye verilen ihtiyaç fazlası elektrik görevli tedarik şirketi tarafından on yıl süreyle satın alınırken, Madde (ç) kapsamında kurulan tesislerde üretilen ve şebekeye verilen enerji YEKDEM kapsamında değerlendiriliyor ancak bedelsiz katkı olarak kabul ediliyor.

Enerji Verimliliği – Enerji Performans Sözleşmeleri I

Enerji Performans Sözleşmesi nedir?

Dünyadaki karbon emisyonu azaltma/nötrleme hedefleri Paris Anlaşması[1] ile hız kazanmıştır.  Ülkeler şehirlerine yapacakları yatırımlar ile yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim, enerji tasarrufu ve benzeri sürdürülebilir projeler ile karbon emisyonunu azaltarak veya nötrleyerek Paris Anlaşması’nda yer alan 2050 hedeflerine ulaşmayı amaçlamaktadırlar.

Belirlenen hedeflere ulaşmanın en önemli yollarından biri ise mevcut bina/tesislerin enerji verimliliklerinin arttırılmasıdır. Binaların/tesislerin enerji verimliliğinin arttırılması amacıyla yapılacak iyileştirmeler için sektörde, bir yüklenici ile işveren arasında, finansman kolaylığı açısından işverenlere avantaj sağlayan, Enerji Performans Sözleşmeleri[2] (“EPS”) geliştirilmiştir. Bu sözleşmeler bir çok ülkede yaygın olarak kullanılmaktadır.

Bu sözleşmeler Türkiye’nin enerji tasarrufu ve verimliliği hedefleri nedeniyle Türk enerji piyasasında tartışılmaya başlamıştır.  Türkiye, enerji tasarrufu sağlamak ve verimliliği arttırmak amacıyla daha 2007 yılında mevzuat oluşturmaya[3] başlamış ve Dünya Bankası gibi bir çok uluslararası finansal kuruluş ile bu konuda projeler geliştirmektedir.  2019 – 2023 yıllarını planlayan 11. Kalkınma Planı’nda tasarruf ve verimlilik önemli bir hedef olarak belirtilmiştir ve enerji tasarrufu projeleri de bu kapsam içinde değerlendirilebilecektir.

Bir EPS ile yüklenici, işverene işverenin finansman sağlamasına gerek olmadan binalarının/tesislerinin enerji verimliliğini arttırmayı taahhüt eder.  İşveren EPS altında belirlenen bedeli sağlanan tasarruflar ile ve projenin somut özellikleri göz önüne alınarak belirlenecek vadelerde yükleniciye öder.

İşverenin seçtiği yüklenici, EPS şartlarına bağlı olarak tesiste (bina/konut) enerji denetimi yaparak enerji verimliliğini arttırmak, tesisin enerji performansını iyileştirilmek için gerekli yöntemleri belirler ve tasarruf miktarı ve maliyet analizi yapar.  Finansman yöntemi ve ödeme süresi, uygulanacak tasarruf yöntemlerine göre belirlenir.  Sağlanan tasarrufun tespiti amacıyla yüklenici ilgili tesiste yaptığı iyileştirmeleri işin tesliminden sonra da takip eder.

Bu tür sözleşmeler devletlerin karbon emisyonu hedefleri ve sözleşmenin yüklenici açısından finansal olarak uygulanabilir olabilme durumu göz önüne alındığında (sayıca çok ve büyük kamu binalarının varlığı) kamu binalarının enerji verimliliklerinin arttırılması amacı ile kamu kurumları tarafından oldukça sık kullanılmaktadır.

Projenin büyüklüğü, finansman yöntemi ve ödeme süresi açısından önem teşkil ettiğinden yüklenicinin yapacağı teknik analiz, diğer nedenlerin yanında, projenin finansmanı açısından da önemlidir.

Bir sonraki yazımızda EPS’ler ile ilgili uygulamaları kısaca değerlendireceğiz.

 

 

Ayrıntılı bilgi için: info@ege-law.com

[1] 22 Ekim 2018 tarihli Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi.

[2] İngilizcede Energy Performance Contract veya Energy Performance Saving Contract olarak kullanılmaktadır. Türkçe’ye Enerji Performans Tasarruf Sözleşmeleri olarak da tercüme edilebilir.

[3] 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu.

ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU İŞLEMLERİNE KARŞI HUKUKİ YOLLAR NELERDİR?

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu İşlemlerine Karşı Hukuki Yollar Nelerdir?

Kanuni bir tanımı olmamakla birlikte idari işlemler, idarenin kamu gücünü kullanarak idarenin tek taraflı[1] irade beyanı ile hukuk düzeninde değişiklik meydana getirdiği işlemler olarak kabul edilir. Tüzük, yönetmelik, genelge, kurul kararları gibi idari işlemler düzenleyici işlemlerdir.

Dolayısıyla bir idari kurum olan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun düzenlediği yönetmelikler, tebliğler ve kurul kararları düzenleyici idari işlemlerdir. EPDK’nın bu düzenleyici idari işlemlere dayanarak somut olarak bir piyasa katılımcısına işlem uygulaması ise (örneğin idari ceza, bir şeyin yapılması veya yapılmaması hakkında karar gibi) birel idari işlemlerdir.

Düzenleyici veya birel idari işlemler nedeniyle menfaatleri ihlal edilmiş veya somut hak ihlaline uğramış kişiler idari dava ile bu işlemlerin iptalini ve/veya yürütmesinin durdurulmasını ve zararlarının tazminini isteyebileceklerdir.

İlgililer tarafından bir idari işlemin iptali için idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması yazılı olarak üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenmelidir.

İlgili idareye yapılan başvuruların kısmen veya tamamen reddedilmesi halinde, (i) red kararının tebliğini izleyen günden itibaren; veya (ii) istek hakkında 60 gün içinde cevap verilmeyerek zımnen reddedilmesi durumunda[2] ise bu sürenin bittiği tarihten itibaren (özel kanunlarda ayrı süre gösterilmesi hali saklı kalmak kaydıyla) 60 gün içinde idari dava açılabilir[3].

Yukarıda da belirtildiği üzere düzenleyici işlemlere karşı idare mahkemelerinde açılacak dava düzenleyici işlemin ilanını izleyen günden itibaren altmış gündür. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem (birel işlem) yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Ayrıca düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz. Şöyle ki; EPDK’nın yürüttüğü bir kurul kararının iptali için açılan bir idari dava neticesinde kararın iptal edilmemiş olması, bu karara dayanılarak yapılan birel idari işlemin iptaline engel değildir.

Birel işlemin iptali için açılan dava sonucu sadece idari işlemin uygulandığı kişiyi etkilerken bir düzenleyici işlemin iptali, sadece iptal davası açan için değil, bu işlemden etkilenen herkes için sonuç doğuracaktır.

 

 

 

 

Ayrıntılı bilgi için: info@ege-law.com

 

[1] İdarenin taraf olduğu sözleşmeler gibi iki taraflı idari işlemler de mevcuttur ancak bu tür işlemler bu yazının konusu değildir.

[2] İdarenin bir talebe 60 gün içinde cevap vermemesi halinde bu durum zımni red sayılacak ve 60 günlük sürenin bitmesini müteakip 60 gün içinde idari dava açılması gerekecektir.

[3] İdari Yargılama Usulü Kanunu Madde 7.

YENİ LİSANSSIZ ELEKTRİK ÜRETİMİ YÖNETMELİĞİ KAPSAMINDA OSB’LERİN ELEKTRİK ÜRETİMİ

Yeni Lisanssız Elektrik Üretimi Yönetmeliği Kapsamında OSB’lerin Elektrik Üretimi

2 Şubat 2019 tarihli ve 30674 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği’nin (“OSB Yönetmeliği”) 54. Maddesi’nde “OSB tüzel kişiliği ve katılımcının kendi ihtiyacı için kurulan/kurulacaklar hariç olmak üzere, güneş ve rüzgârdan elektrik enerjisi üreten tesisler kurulamaz” hükmü yer almaktadır.

Yukarıda bahsi geçen hüküm, 12 Mayıs 2019 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimi Yönetmeliği’nin (“Lisanssız Yönetmeliği”) ile OSB Yönetmeliği’nin OSB’lerin Lisanssız Yönetmeliği Madde 5.1.c kapsamında elektrik üretip üretemeyecekleri (mahsuplaşmadan yararlanıp yararlanamayacakları) hususunu açıkça düzenlenmemiş olmaları nedeniyle tartışmalara yol açmıştır.

Lisanssız Yönetmeliği Madde 5.1.c kapsamında elektrik üretecek olan yatırımcı ve/veya tüketicilerin şebekeye verilecek ihtiyaç fazlası elektriğin aylık mahsuplaşma yapıldıktan sonra görevli tedarik şirketi tarafından satın alınacağını düzenlenmiş, Madde 5.1.ç kapsamında üretilerek şebekeye verilecek ihtiyaç fazlası elektriğin ise YEKDEM kapsamında bedelsiz olarak değerlendirileceği, dolayısıyla mahsuplaşmadan yararlanamayacağını düzenlemiştir.

Mülga Lisanssız Elektrik Üretimi Yönetmeliği’nin 19. Maddesi’nin 4. Fıkrası OSB tarafından üretilerek şebekeye verilen ihtiyaç fazlası elektrik enerjisinin görevli tedarik şirketi tarafından satın alınacağını açıkça düzenlemiştir. Lisanssız Yönetmeliği ise OSB’lerde üretilerek şebekeye verilen ihtiyaç fazlası elektrik için herhangi bir düzenleme yapmamış, bu konuda sessiz kalmıştır. Kanun koyucu veya düzenleyici kurumların bir konuda sessiz kalması bu konuda düzenleme yapılmasına gerek olmadığı şeklinde yorumlanabileceği gibi ilgili konunun engellenmek/yasaklanmak istendiği şeklinde de yorumlanabilir.

Dolayısıyla OSB Yönetmeliği Madde 54 hükmü OSB’lerin sadece Lisanssız Yönetmeliği Madde 5.1.ç kapsamında elektrik üretebilecekleri dolayısıyla OSB’lerin mahsuplaşmadan yararlanamayacağı şeklinde yorumlanabilir.

OSB Yönetmeliği Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından, Lisanssız Yönetmeliği ise Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yürütülmektedir. İki yönetmelik arasındaki muğlaklığın, bu iki düzenleyici kurumun birlikte yapacakları çalışma/açıklama ile giderilmesi gerekecektir.

LİSANSSIZ ELEKTRİK ÜRETİMİ YÖNETMELİĞİ KAPSAMINDA KAMU KURUM VE KURULUŞLARINA TANINMIŞ AYRICALIKLAR

Yeni Yönetmelik kapsamında kamu kurum ve kuruluşlarına tanınmış ayrıcalıklar nelerdir?

Yönetmeliğe göre güneş enerjisine dayalı üretim tesisleri ancak çatı ve cephe uygulaması olarak gerçekleştirilebilecektir. Yönetmelik arazi üstü güneş enerjisi santral uygulamalarının lisanssız şekilde yapılabilmesini sonlandırmıştır.

Ancak 1044 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı, kamu kurum ve kuruluşlarını bu kısıttan istisna tutmuştur. Ayrıca, üretim ile tüketimi aynı ölçüm noktasında olma şartı aranmaksızın, birden fazla tüketim tesisinin ihtiyacını karşılamak üzere, tüketim tesis(ler)inin bağlantı anlaşmalarındaki sözleşme gücü toplamı ile sınırlı olmak kaydıyla, üretilen ihtiyaç fazlası elektriğine kendi abone gruplarına ait perakende tek zamanlı aktif enerji bedeli ile görevli tedarik şirketi tarafından on yıl süreyle satın alınacaktır.

Belediyeler, Anayasa’nın 127. maddesi gereğince “mahalli müşterek ihtiyaçların karşılanması” amacıyla kurulan kamu tüzel kişileridir. Mahalli müşterek ihtiyaçların karşılanması amacıyla belediyeler şirket veya işletme kurabilmektedirler (belediye iktisadi teşebbüsü – BİT).

Belediyelerin kamu tüzel kişiliği ile elektrik üretmek istemeleri halinde kamu kurum ve kuruluşları tanımına girecekleri açık olmakla birlikte, BİT’lerin Yönetmelik kapsamında elektrik üretirken veya tüketirken kamu kurum ve kuruluşlarına tanınan ayrıcalıklardan yararlanıp yararlanamayacakları tartışma konusudur.

Bu konu başka bir yazıda ayrıntılı olarak incelenecektir.